Pişmiş aşa su katanlar...
Thread poster: Emin Arı
Emin Arı
Emin Arı  Identity Verified
Türkiye
Local time: 16:47
English to Turkish
+ ...
Aug 4, 2022

Bazen başıma gelen bir olaydan bahsetmek istiyorum. Bir çeviriyi yapıp gönderdikten sonra yabancı müşterinin Türkiye temsilcisi/ortağı olan şirketin içinden biri "bu çeviri yanlış" der ve kendince düzeltmeler yapar. O kadar abuk subuk değişiklikler yapar ki yabancı müşteri işi yaptırtan çeviri bürosuna "bana yanlış çeviri vermişsiniz, param boşuna mı gitti?". Çeviri bürosu da tabiki size döner ve "sözümona hataları" bildirir. İşin gücün yok tek tek cevap... See more
Bazen başıma gelen bir olaydan bahsetmek istiyorum. Bir çeviriyi yapıp gönderdikten sonra yabancı müşterinin Türkiye temsilcisi/ortağı olan şirketin içinden biri "bu çeviri yanlış" der ve kendince düzeltmeler yapar. O kadar abuk subuk değişiklikler yapar ki yabancı müşteri işi yaptırtan çeviri bürosuna "bana yanlış çeviri vermişsiniz, param boşuna mı gitti?". Çeviri bürosu da tabiki size döner ve "sözümona hataları" bildirir. İşin gücün yok tek tek cevap verirsin. Bir sürü zaman harcarsın, e-postalar gider gelir vs. Sonuçta haklı olduğunuz ortaya çıkar, ama hem siniriniz bozulur hem de zamanınız heba olur.

Örneğin "antitrust" kelimesini "antitröst" olarak çevirmişim. İşgüzar editör, "yok efendim bu yanlış, doğrusu antitrust olmalı" der. Yaygın kullanımının "antitröst" olduğunu kanıtlamak için google sonuçlarının ekran görüntülerini alacak kadar iş uzar gider.

Neden böyle şeyler oluyor? Bu işgüzar insanların derdi ne? Her İngilizce bile illa ki çeviri yapabilecek kapasiteye sahip mi? Millet olarak niye böyleyiz?

Kafamda deli sorular.
Collapse


Mehmet Karsli
Baran Keki
amelie08
Selcuk Akyuz
 
Mehmet Karsli
Mehmet Karsli  Identity Verified
Türkiye
Local time: 16:47
French to Turkish
+ ...
Dibini tutturanlar :) Aug 4, 2022

Aynı şey benim de başıma geliyor. Mesela şu an uzun bir süredir devam eden bir projeyi Türkiye ayağında kim okuyup düzeltme gönderiyorsa, belli ki geçen senekinden farklı birisi ve hem terminoloji değiştiriyor hem de Türkçeye pek hakim bir arkadaş değil. Saçma sapan bir sürü düzeltme yapıyor.

Neyse ki, çeviri bürosu benim işlerime güvendiği için bir güven problemi olmuyor, ama tabii yine de projeyi kapatırken bir değerlendirme raporu hazırlayıp m�
... See more
Aynı şey benim de başıma geliyor. Mesela şu an uzun bir süredir devam eden bir projeyi Türkiye ayağında kim okuyup düzeltme gönderiyorsa, belli ki geçen senekinden farklı birisi ve hem terminoloji değiştiriyor hem de Türkçeye pek hakim bir arkadaş değil. Saçma sapan bir sürü düzeltme yapıyor.

Neyse ki, çeviri bürosu benim işlerime güvendiği için bir güven problemi olmuyor, ama tabii yine de projeyi kapatırken bir değerlendirme raporu hazırlayıp müşteri tarafında neyin doğru/yanlış yapıldığını anlatıp, daha yetkin birinden onay aldıktan sonra TM’leri güncelliyoruz. Tekrar bir düzeltme geldiğinde, “ama geçen sene böyle onaylamıştınız” diyip aradan sıyrılabiliyoruz

Bir de yeni müşterilere deneme çevirisi yaparken çeviriyi kontrol edip geçer not almamıza engel olan işgüzarlar var. Sanırım onlar da “dur 1-2 değişiklik yapayım da gerçekten kontrol ettiğimi anlasınlar” gibi düşüncelere sahipler. Keza yine Türkiye ayağında kontrolden geçen işler de muhtemelen boş bir çalışana verilip “al bunları sen kontrol et” denildiği için, bu arkadaşlar da iş yapmış görünmek için müthiş Türkçeleriyle yanlış müdahalelerde bulunuyorlar.
Collapse


Baran Keki
 
Baran Keki
Baran Keki  Identity Verified
Türkiye
Local time: 16:47
Member
English to Turkish
Sorun Aug 5, 2022

Emin Arı wrote:
Her İngilizce bile illa ki çeviri yapabilecek kapasiteye sahip mi? Millet olarak niye böyleyiz?


Buradaki sorun "her İngilizce bilenin çeviri yapması" değil (bu zaten başlı başına bir sorun, o ayrı), sorun tercüman diye geçinen vatandaşların proofreading/editing/review görevlerinin ne olduğu konusunda en ufak bir fikrinin olmaması. Çoğunun proofreading'ten anladığı kelimeleri eş anlamlılarıyla değiştirmek, kendi hoşuna giden kelimeleri kullanmak, cümlede anlamlı hiçbir değişiklik/iyileştirme yapmadan silip yeniden yazmak ve genel olarak orijinal tercümanın emeğinin, tarzının ırzına geçmek.

"Millet olarak niye mi böyleyiz"? Çünkü bize yetki verildiğinden onun b*kunu çıkarma huyu var.
Şimdiye kadar gereksiz değişiklik yapmayan, yanlış/değiştirilmesi gereken şey olmadığında "tercümanı tebrik ederim, gayet güzel çeviri olmuş" diyen bir veya iki kişiye denk gelmişimdir.

Bu konuyu İngilizce forumda çok dile getirdim, oradaki insanlar bunu anlamakta güçlük çektiğine göre tahmin ediyorum bu olay sadece bize özgü bir şey. Anladığım kadarıyla başka dil çiftlerinde editör, tercüman adayının büroya katılmasını sabote etmek için deneme çevirisinde gereksiz değişiklikler (örn. küçük harfleri büyük harflerle değiştirmek, eş anlamlılarla değiştirmek vs.) yapmıyor.


Metin Demirel
 
ATIL KAYHAN
ATIL KAYHAN  Identity Verified
Türkiye
Local time: 16:47
Member (2007)
Turkish to English
+ ...
Kültür Meselesi Aug 5, 2022

Ben geçmişte ABD'de on sene kadar yaşadım ve Türk kültürünün batı kültüründen çok ortadoğu kültürüne daha yakın olduğuna inanıyorum. Batı kültürü ve ortadoğu kültürü birbirinden çok farklı iki kültür. Örneğin, ABD kültüründe takdir etmek ("appreciation") çok yaygın iken Türk kültüründe hemen hemen hiç yok. Ben orada iken özellikle Amerikalıların benim en küçük bir olumlu davranışımı veya niteliğimi takdir etmesini ilk başta biraz şaşk... See more
Ben geçmişte ABD'de on sene kadar yaşadım ve Türk kültürünün batı kültüründen çok ortadoğu kültürüne daha yakın olduğuna inanıyorum. Batı kültürü ve ortadoğu kültürü birbirinden çok farklı iki kültür. Örneğin, ABD kültüründe takdir etmek ("appreciation") çok yaygın iken Türk kültüründe hemen hemen hiç yok. Ben orada iken özellikle Amerikalıların benim en küçük bir olumlu davranışımı veya niteliğimi takdir etmesini ilk başta biraz şaşkınlıkla karşılarken daha sonra buna iyice alışmıştım. Türkiye'de ise neredeyse bunu arıyorum. Gerçi şimdi buna da alıştım çünkü insan içinde bulunduğu topluma ve kültüre zamanla uyum sağlıyor.

Ancak, hala alışmakta zorlandığım bir konu bizim insanlarımızın kabalığı (nezaketten uzak olması) çünkü insanların içine girdiğimde bunu er geç yaşıyorum (örneğin, yoğun trafikte araç kullanırken diğer sürücülerin bence bencil ve kaba tutumları). Trafikte % 100 hatalı olan birine klakson çaldığımda o sürücü bana dönüp saldırgan ve kaba bir tutum ortaya koyabiliyor. Hatta bu tutum Türkiye'de son derece doğal karşılanıyor.

Az önce birtakım anahtar sözcükler ile bir arama yaptım. Karşıma şu cümleler çıktı: "The concept of personal dignity, honour and protecting one’s reputation is very important in the Middle East. This links back to the tribal history of the people where face and honour were ways of establishing rules and laws around conduct and behaviour. As a result, one might find the levels of sensitivity over protecting one’s dignity much more acute in the region than in other parts of the world."

https://www.commisceo-global.com/blog/honour-face-shame-arab-culture

Bu ifadeler yukarıdaki yakınmalar ile bence örtüşüyor. Zaten benim batı ve ortadoğu kültürlerine ilişkin yaptığım karşılaştırmalar da bu doğrultuda idi. Dolayısıyla yukarıda yakınılan noktalar bence tamamen içinde bulunulan kültür ile doğrudan ilintili. Insan çevresinde hangi davranışları yaşarsa onları benimsiyor. Bunu ancak farklı bir kültürde yaşarsanız farkedebiliyorsunuz. Ama doğup büyüdüğünüz ülkenin kültüründen hiç dışarı çıkamamışsanız yaşamış olduğunuz olgular sizin için "tek doğru" olabiliyor, maalesef. Öyle bir durumdaki kişiye haksız veya hatalı oduğunu anlatmak, gerçekten deveye hendek atlatmaktan daha zor olabiliyor. Benim hata yapan sürücüye klakson çalmam gibi...
Collapse


 
amelie08
amelie08
Türkiye
Local time: 16:47
Turkish to Spanish
+ ...
benzer sorunları yaşadım Aug 22, 2022

Emin Arı wrote:

Bazen başıma gelen bir olaydan bahsetmek istiyorum. Bir çeviriyi yapıp gönderdikten sonra yabancı müşterinin Türkiye temsilcisi/ortağı olan şirketin içinden biri "bu çeviri yanlış" der ve kendince düzeltmeler yapar. O kadar abuk subuk değişiklikler yapar ki yabancı müşteri işi yaptırtan çeviri bürosuna "bana yanlış çeviri vermişsiniz, param boşuna mı gitti?". Çeviri bürosu da tabiki size döner ve "sözümona hataları" bildirir. İşin gücün yok tek tek cevap verirsin. Bir sürü zaman harcarsın, e-postalar gider gelir vs. Sonuçta haklı olduğunuz ortaya çıkar, ama hem siniriniz bozulur hem de zamanınız heba olur.

Örneğin "antitrust" kelimesini "antitröst" olarak çevirmişim. İşgüzar editör, "yok efendim bu yanlış, doğrusu antitrust olmalı" der. Yaygın kullanımının "antitröst" olduğunu kanıtlamak için google sonuçlarının ekran görüntülerini alacak kadar iş uzar gider.

Neden böyle şeyler oluyor? Bu işgüzar insanların derdi ne? Her İngilizce bile illa ki çeviri yapabilecek kapasiteye sahip mi? Millet olarak niye böyleyiz?

Kafamda deli sorular.


Beni de bir editör bu şekilde uyarmıştı. Google translate çevirisi yaptığımı iddia etti, ben de kelimeyi bulduğum makaleyi kendisine gönderdim. Sesini kesti, bir daha bir şey diyemedi. Ego tatmin etmekten başka bir şey. Sadece benim başıma geldiğini düşünüyordum.


 


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

Pişmiş aşa su katanlar...


Translation news in Türkiye





Anycount & Translation Office 3000
Translation Office 3000

Translation Office 3000 is an advanced accounting tool for freelance translators and small agencies. TO3000 easily and seamlessly integrates with the business life of professional freelance translators.

More info »
CafeTran Espresso
You've never met a CAT tool this clever!

Translate faster & easier, using a sophisticated CAT tool built by a translator / developer. Accept jobs from clients who use Trados, MemoQ, Wordfast & major CAT tools. Download and start using CafeTran Espresso -- for free

Buy now! »